6-7 Eylül Olayları'nın Arka Planı
6-7 Eylül Olayları veya İstanbul Pogromu, 6-7 Eylül 1955 tarihlerinde İstanbul'da yaşayan Rum azınlığa karşı gerçekleştirilen organize toplu saldırılardır. Bu olaylar, Türkiye'nin yakın tarihinde derin izler bırakmış önemli bir dönüm noktasıdır. Olayların temelinde, 1950'li yılların ortalarında Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve özellikle Kıbrıs sorunu nedeniyle artan Türk-Yunan gerilimi yatmaktadır.
Olayların Tetiklenmesi
Olayların fitilini ateşleyen gelişme, 6 Eylül 1955 günü Türk basınında çıkan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'teki doğduğu evin bombalandığını iddia eden yalan haberler olmuştur. Özellikle İstanbul Ekspres gazetesi, bu haberi manşetinden duyurarak kamuoyunda büyük bir infial yaratmıştır. Sonradan yapılan soruşturmalarda, bombanın olayları kışkırtmak amacıyla bir Türk konsolosluk yetkilisi tarafından kurgulandığı ortaya çıkmıştır.
Saldırıların Gelişimi
Yalan haberin yayılmasının ardından, İstanbul'da toplanan kalabalıklar, sloganlar atarak Beyoğlu'nda gayrimüslimlere ait iş yerlerine ve evlere saldırmaya başlamıştır. Saldırılar kısa sürede Beyoğlu'nun yanı sıra Kurtuluş, Şişli, Nişantaşı, Eminönü, Fatih, Kadıköy gibi birçok semte yayılmıştır. Rum azınlığın yanı sıra Ermeni ve Yahudi vatandaşlara ait mülkler de hedef alınmıştır. Evler, iş yerleri, kiliseler, sinagoglar, manastırlar ve okullar yağmalanmış ve tahrip edilmiştir. Olaylar sırasında can kayıpları yaşanmış ve yüzlerce kişi yaralanmıştır.
Sonuçları ve Etkileri
Olayların büyümesi üzerine 6 Eylül gecesi İstanbul ve İzmir'de, 9 Eylül'de ise Ankara'da sıkıyönetim ilan edilmiştir. 6-7 Eylül Olayları'nın ardından, Türkiye'de yaşayan binlerce Rum vatandaş ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Bu durum, İstanbul'daki Rum nüfusunun önemli ölçüde azalmasına yol açmıştır. Olaylar, 1960 darbesinden sonra Yassıada yargılamalarında da gündeme gelmiş, dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve Demokrat Parti hükümeti olayları provoke etmekle suçlanmıştır. 6-7 Eylül Olayları, Türkiye'nin toplumsal ve siyasi tarihinde derin izler bırakmış, azınlık hakları ve hoşgörü konularında önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir.