Ahit Sandığı'nın Kökeni ve Yapılışı
Ahit Sandığı, veya diğer adıyla Sözleşme Sandığı (İslam'da Tâbutu Sekîne), eski İsrailoğulları tarafından Tanrı'nın özel talimatları doğrultusunda yapılmış kutsal bir sandıktır. Tevrat'a göre, Yahudilerin Mısır'dan göçünden yaklaşık bir yıl sonra, Sina Dağı'nda Hz. Musa'ya verilen modele göre inşa edilmiştir. Sandığın temel amacı, Tanrı'nın Hz. Musa'ya verdiği ve iki taş levhaya yazılmış olan On Emir'i muhafaza etmekti. Bu nedenle, Tanrı ile İsrailoğulları arasındaki antlaşmayı temsil ettiği için “Ahit Sandığı” adını almıştır.
Fiziksel Özellikleri ve İçeriği
Ahit Sandığı, akasya ağacından yapılmış, içi ve dışı saf altınla kaplanmış, yaklaşık 111 cm uzunluğunda, 67 cm genişliğinde ve 67 cm yüksekliğinde bir sandıktı. Sandığın kapağı da saf altındandı ve üzerinde, kanatları yukarıya doğru açılmış, birbirine dönük iki altın kerubi (melek figürü) bulunuyordu. Sandığın dört köşesinde altın halkalar vardı ve bu halkalardan geçirilen altın kaplı akasya ağacından sırıklarla taşınıyordu.
Sandığın içinde başlangıçta On Emir'in yazılı olduğu iki taş levha bulunuyordu. Daha sonraki dönemlerde, içine man bulunan altın bir testi ve Harun'un tomurcuklanmış asası da eklenmiştir. Ancak, bu ek eşyaların bir noktada sandıktan çıkarıldığı belirtilmektedir.
Dini Önemi ve Konumu
Ahit Sandığı, İsrailoğulları için büyük bir dini öneme sahipti. Tanrı'nın varlığını ve İsrailoğulları ile yaptığı antlaşmayı temsil ediyordu. Sandık, ilk olarak Kutsal Çadır'ın (Mişkan) En Kutsal Yeri'nde, bir perdeyle gizlenmiş bir bölümde muhafaza ediliyordu. Buraya yılda sadece bir kez, Kefaret Günü'nde başkâhin girebilirdi. Daha sonra, Kral Süleyman tarafından inşa edilen mabedin (Süleyman Tapınağı) En Kutsal Yeri'ne taşınmıştır.
Sandığa yaklaşmak veya dokunmak yasaktı ve bu eylemin ölümle sonuçlandığına inanılıyordu. Bu nedenle, sadece Kohat soyundan gelen Levililer, özel kıyafetler giyerek sandığı taşıma yetkisine sahipti.
Ahit Sandığı'nın Akıbeti
Ahit Sandığı'nın günümüzdeki yeri tam bir gizemini korumaktadır. M.Ö. 587 yılında Kudüs'ün Babilliler tarafından yıkılmasıyla kaybolduğu düşünülmektedir. Roma Generali Pompey'in M.S. 63 yılında Kudüs tapınaklarında yaptığı incelemelerde sandığın kayıp olduğunu bildirmesinden bu yana, yaklaşık 2000 yıldır izine rastlanmamıştır. Ahit Sandığı'nın nerede olduğuna dair birçok teori ve efsane bulunmaktadır, ancak kesin bir bilgi mevcut değildir.