Hurufilik Nedir?
Hurufilik (Arapça: حروفية ḥurūfiyyah), 14. yüzyılın sonları ve 15. yüzyılın başlarında İran, Azerbaycan ve Anadolu'da yayılan mistik bir Sufi hareketidir. Adını Arapça “harf” kelimesinin çoğulu olan “huruf”tan alır ve harflerin, kelimelerin ve sayıların ilahi kodlar taşıdığına inanır. Bu akımın kurucusu ve ruhani lideri, 1340-1394 yılları arasında yaşamış olan Fazlullah Astarabadi'dir.
Temel İnançları ve Öğretileri
- Harflerin ve Sayıların Kutsallığı: Hurufiliğin temelinde, Arap alfabesindeki 28 ve Fars alfabesindeki 32 harfin evrenin ve varoluşun sırlarını barındırdığı inancı yatar. Bu harflerin ebced değerleri ve kombinasyonları aracılığıyla kutsal metinlerdeki gizli anlamlara ulaşılabileceği düşünülür.
- İnsanın İlahi Tezahürü: Hurufiler, ilahi suretin insanda, özellikle de insan yüzünde tecelli ettiğine inanır. İnsan yüzündeki çizgiler, kaşlar, kirpikler ve saçlar gibi unsurların Arap harflerinin şekillerini yansıttığı ve “Allah” kelimesinin yansıması olduğu düşünülür.
- Fazlullah Astarabadi'nin Konumu: Fazlullah Astarabadi, Hurufiler tarafından Adem, Musa ve Muhammed'den sonra Tanrı'nın bir tezahürü olarak kabul edilmiştir. Bazı inançlara göre ise Mehdi olarak ortaya çıkıp insanlığı doğru yola davet edeceğine inanılmıştır.
- Kutsal Metinlerin Yorumu: Kur'an'ın yedinci mühürlü kitabı olduğuna inanılır ve Hurufiler, Kur'an'daki harf sistemini kullanarak derin batıni yorumlar yaparlar. Cennet, cehennem ve Miraç gibi kavramların sembolik anlamlar taşıdığına inanılır.
Tarihsel Gelişimi ve Yayılımı
Fazlullah Astarabadi, öğretilerini 1370'lerin ortalarından itibaren İran ve Azerbaycan'da yaymaya başlamıştır. Tebriz ve İsfahan gibi şehirlerde büyük ün kazanmış, özellikle rüya tabirleriyle geniş bir takipçi kitlesi edinmiştir. Ancak, ezoterik öğretileri ve iddiaları nedeniyle dönemin otoriteleriyle çatışmıştır.
1394 yılında Timur'un oğlu Miran Şah'ın emriyle Nahçıvan yakınlarındaki Alınca Kalesi'nde idam edilmiştir. Fazlullah'ın en önemli eseri, Hurufiliğin ana kaynağı kabul edilen Farsça “Cavidanname-i Kebir”dir (“Büyük Ebediyet Kitabı”).
Fazlullah'ın idamına rağmen Hurufilik hareketi tamamen yok olmamış, farklı kılıklarda varlığını sürdürmüştür. Özellikle Anadolu ve Balkanlar'da aktif olan Bektaşi Tarikatı, Hurufi öğretilerinin ve yazılarının önemli bir koruyucusu olmuştur. Seyyid Nesimi gibi şairler de Hurufi düşüncesini şiirlerinde işlemişlerdir.
Günümüzdeki Yeri
Günümüzde Hurufilik, İran toplumunun kültürel ve ruhani dokusunun bir parçası olmaya devam etmektedir. Bazı dini alimler ve liderler tarafından sapkın veya sapkın bir gelenek olarak görülse de, diğerleri tarafından İslami mistisizmin ve maneviyatın meşru ve değerli bir yönü olarak kabul edilmektedir.