Lobotomi Nedir?
Lobotomi, aynı zamanda lökotomi olarak da bilinen, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir beyin cerrahisi işlemidir. Bu prosedür, beynin ön loblarının uçlarındaki prefrontal korteks bağlantılarının kesilmesini içerir. Temel amacı, hastanın aşırı huzursuzluk, stres, depresyon, endişe ve dinmek bilmeyen ağrı gibi şiddetli psikiyatrik semptomlarını hafifletmektir.
Tarihçesi
Lobotomi, ilk kez 1930'lu yılların başında Portekizli nörolog Egas Moniz tarafından geliştirilmiştir. Moniz, özellikle şizofreni gibi zihinsel hastalıkların tedavisinde sinir bağlantılarını keserek beyin aktivitesini değiştirmeyi amaçlamıştır. Bu yöntem, Amerikalı cerrah Walter Freeman ve James Watts tarafından ABD'de benimsenerek popüler hale getirilmiştir. Moniz, bu icadı nedeniyle 1949 yılında Nobel Tıp Ödülü'ne layık görülse de, lobotominin olumsuz sonuçları nedeniyle bu ödül gelecekte büyük tartışmalara yol açmıştır. I. Dünya Savaşı sonrası artan psikolojik vakalar, etkili tedavi yöntemlerinin azlığı nedeniyle lobotomiye olan ilgiyi artırmıştır.
Amacı ve Uygulama Alanları
Lobotomi operasyonunun ilk yapılma amacı, aşırı huzursuzluk, stres, depresyon, endişe ve kronik ağrıları tedavi etmekti. Kısmen tedavi edilen sorunlar arasında kronik takıntı nevrozu, kronik gerginlik, kronik anksiyete, kronik depresyon ve şizofreni bulunmaktaydı. Bu cerrahi müdahale ile hastanın duygusal tepkilerini ve davranışlarını kontrol etmek hedefleniyordu.
Yan Etkileri ve Tartışmalar
Lobotomi, ciddi yan etkileri nedeniyle tıp dünyasında büyük tartışmalara yol açmıştır. Bu yan etkiler arasında nöbetler, uyuşukluk, kişilik değişiklikleri, hafıza kaybı, duygusal bozukluklar ve motor işlev kayıpları yer almaktaydı. Bazı vakalarda hastalar çocuksu davranışlar sergileyerek uyumlu ve dilsiz hale gelebiliyor, hatta intihar vakaları bile görülebiliyordu. ABD Başkanı John F. Kennedy'nin kız kardeşi Rosemary Kennedy, 1941 yılında geçirdiği lobotomi sonrası ömrü boyunca engelli kalmasıyla bu prosedürün en bilinen başarısız örneklerinden biridir.
Günümüzdeki Durumu
Lobotomi, 1980'lere gelindiğinde büyük ölçüde gözden düşmüş ve günümüzde birçok ülkede yasal değildir, hatta suç sayılmaktadır. Modern psikiyatrik tedaviler, ilaç tedavisi, psikoterapi ve nörolojik rehabilitasyon gibi daha güvenli ve etkili seçenekler sunmaktadır. Günümüzde, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve şiddetli depresyon gibi çok spesifik ve dirençli vakalarda, lobotomi yerine singulotomi, anteriyör kapsülotomi gibi daha uzmanlaşmış ve hedefe yönelik psikocerrahi yöntemleri kullanılabilmektedir.