Divan-ı Hümayun'un Kökeni ve Anlamı
Divan-ı Hümayun, kelime anlamı olarak “Padişah Divanı” demektir. Bu kurum, Osmanlı Devleti’nin en üst düzey karar alma ve yürütme organıydı. Türk devlet geleneğinde İslamiyet öncesi dönemlerdeki “Kurultay” adı verilen meclislerin bir devamı niteliğindeydi ve Türk-İslam devletlerinde de varlığını sürdürmüştür. Osmanlı Devleti'nde ilk kez Orhan Bey döneminde kurulmuş, Fatih Sultan Mehmed döneminde ise tam şeklini alarak merkeziyetçi devlet yapısının en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir.
Görevleri ve İşlevi
Divan-ı Hümayun, günümüzdeki Bakanlar Kurulu, Danıştay ve Yargıtay gibi birçok devlet kurumunun görevlerini tek çatı altında topluyordu. Başlıca görevleri şunlardı:
- Devletin iç ve dış siyasetini belirlemek, savaş ve barış kararlarını almak.
- İdari, mali, askeri ve hukuki konularda kararlar almak ve uygulamak.
- Atama ve terfi gibi önemli devlet işlerini görüşmek.
- En yüksek yargı organı olarak şikayetleri dinlemek ve davaları karara bağlamak, kadı kararlarına yapılan itirazları temyiz etmek.
- Devletin düzenini ve güvenliğini sağlamak.
Divan'da alınan kararlar, padişahın onayıyla “Mühimme Defterleri”ne kaydedilerek yürürlüğe girerdi.
Divan-ı Hümayun Üyeleri ve Toplantı Düzeni
Divan-ı Hümayun, devletin en önemli makam sahiplerinden oluşurdu. Asli üyeleri arasında Veziriazam (Sadrazam), Kubbealtı Vezirleri, Rumeli ve Anadolu Kazaskerleri, Rumeli ve Anadolu Defterdarları ve Nişancı bulunurdu. Vezirlik rütbesine sahip olan Yeniçeri Ağası ve Kaptan-ı Derya da divan toplantılarına katılırdı. Reisülküttab ise üye olmamakla birlikte toplantıları yönlendiren önemli bir yardımcıydı.
Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar padişahlar divana bizzat başkanlık ederken, bu dönemden sonra başkanlık Veziriazam'a geçti. Padişahlar ise toplantıları “Kasr-ı Adl” adı verilen kafes arkasından takip eder, görüşülen işler hakkında bilgi alır ve kararları onaylardı. Divan toplantıları başlangıçta her gün yapılırken, XVI. yüzyılda haftada dört güne, XVII. yüzyıldan itibaren ise haftada iki güne inmiştir. Toplantıların ardından üyeler, alınan kararları padişaha sunmak üzere “arza çıkardı”.
Divan-ı Hümayun'un Sonu
XVII. yüzyılın ortalarından itibaren Divan-ı Hümayun'un önemi azalmaya başlamış, devlet işlerinin büyük bir kısmı Sadrazam konağında toplanan “İkindi Divanı”nda görüşülür hale gelmiştir. Nihayetinde, II. Mahmud döneminde gerçekleştirilen reformlarla birlikte 1838 yılında modern hükümet sistemine geçilmesiyle Divan-ı Hümayun kaldırılmış ve yerine nazırlık (bakanlık) sistemi getirilmiştir.