Hukuk sistemimizde, bir kişinin varlığı ve kişiliği, doğumla başlayıp ölümle sona erer. Ancak bazı durumlarda, bir kişinin yaşayıp yaşamadığı kesin olarak bilinemez. İşte bu belirsizlik durumlarında, Türk Medeni Kanunu (TMK) tarafından düzenlenen "gaiplik" kurumu devreye girer. Gaiplik, ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunması halinde, mahkeme kararıyla hukuken ölmüş sayılmasıdır.
Gaiplik Kararının Şartları Nelerdir?
Bir kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için Türk Medeni Kanunu'nda belirli şartlar aranmaktadır:
- Ortadan Kaybolma: Kişi, ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş olmalı veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamamalıdır. Ölüm tehlikesine örnek olarak doğal afetler, gemi/uçak kazaları veya savaş durumları verilebilir.
- Ölüm Olasılığı: Kaybolan kimsenin ölümü hakkında kuvvetli bir olasılık bulunmalıdır.
- Belirli Sürelerin Geçmesi:
- Ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda, ölüm tehlikesinin üzerinden en az 1 yıl geçmiş olmalıdır.
- Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamama durumunda ise, son haber tarihinden itibaren en az 5 yıl geçmiş olmalıdır.
- Başvuru: Hakları bu ölüme bağlı olan kişilerin (eş, mirasçılar, vasiyet alacaklıları vb.) mahkemeye başvurması gerekmektedir. Hazine de belirli koşullarda gaiplik davası açabilir.
- Mahkeme Kararı: Gaiplik kararı ancak yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilebilir.
Gaiplik Kararı Nasıl Alınır?
Gaiplik davası, gaibin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer mahkemesinde, bu da yoksa ana veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi olan kimseleri, belirli bir süre içinde bilgi vermeleri için usulüne uygun olarak ilanla çağırır. Bu ilanlara rağmen gaibin hayatta olduğuna dair bir bilgi gelmezse, mahkeme gaiplik kararı verir.
Gaiplik Kararının Hukuki Sonuçları
Gaiplik kararı kesinleştiğinde, gaibin kişiliği hukuken sona erer ve ölüme bağlı haklar, gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır.
- Miras Hukuku Açısından: Gaiplik kararı ile gaibin mirası açılır ve mirasçılarına geçer. Ancak mirasçılar, gaibin geri dönmesi veya ölüm tarihinin kesinleşmesi ihtimaline karşı belirli bir güvence (teminat) göstermek zorundadır. Gaiplik kararı, ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı tarihten itibaren geriye etkili olarak hüküm ifade eder.
- Aile Hukuku Açısından: Gaiplik kararı, evliliği kendiliğinden sona erdirmez. Gaibin eşi, mahkemeye başvurarak evliliğin feshini talep edebilir ve mahkeme başka bir delil aramaksızın evliliğin feshine karar verir.
Gaiplik ile Ölüm Karinesi Arasındaki Fark Nedir?
Gaiplik ve ölüm karinesi, bir kişinin cesedine ulaşılamadığı durumlarda hukuki sonuçlar doğuran iki farklı kurumdur. Temel fark, ölüm olasılığının kesinliğidir. Ölüm karinesinde, kişinin ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren bir durum söz konusudur (örneğin, bir uçak kazasında cesedi bulunamayan yolcu). Bu durumda mahkeme kararı aranmaz, en büyük mülki amir tarafından nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşülür ve herhangi bir bekleme süresi yoktur. Gaiplikte ise kişinin ölümü hakkında kuvvetli bir olasılık bulunmakla birlikte, kesinlik yoktur ve mahkeme kararı ile belirli bekleme süreleri sonunda gaipliğe karar verilir.
Gaipliğin Sona Ermesi
Hakkında gaiplik kararı verilen kişi ortaya çıkarsa veya ölüm tarihi kesin olarak tespit edilirse, gaiplik kararı hükümsüz hale gelir ve hukuki sonuçları ortadan kalkar.