Türkçülüğün Doğuşu ve Tanımı
Türkçülük, Türkizm veya Pan-Türkizm olarak da bilinen, Türk halklarının kültürel ve politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan bir düşünce akımıdır. Bu ideoloji, 1880'li yıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nda ve o dönemde Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Azerbaycan'da yaşayan Türk aydınları tarafından başlatılmıştır. Temelinde, Türk milletinin tam bağımsızlığını sağlamak, siyaset, ekonomi ve bilim gibi her alanda ilerlemesini hedeflemek yatar.
Tarihsel Arka Plan ve Gelişimi
Türkçülük fikri, Osmanlı Devleti'nin dağılma sürecine girdiği dönemlerde, devleti kurtarmak amacıyla ortaya atılan Osmanlıcılık ve İslamcılık gibi akımların başarısız olması üzerine güçlenmiştir. Başlangıçta dil ve edebiyat alanındaki çalışmalarla filizlenen bu düşünce, zamanla siyasi ve ideolojik bir boyut kazanmıştır.
- Rusya'daki Gelişmeler: Rusya Türkleri arasında İsmail Gaspıralı gibi aydınlar, ortak bir yazı dili oluşturma çabalarıyla Türkçülüğün kültürel uyanışına öncülük etmiştir.
- Osmanlı'daki Örgütlenmeler: II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda geniş yankı bulan Türkçülük, Türk Derneği (1908), Türk Yurdu Cemiyeti (1911) ve Türk Ocağı (1912) gibi önemli kuruluşlarla örgütlenmiştir. Bu dönemde İttihat ve Terakki yönetimi içinde Ziya Gökalp'ın başını çektiği Türkçü görüşler etkili olmuştur.
Önemli Temsilcileri ve İlkeleri
Türkçülük akımının önde gelen temsilcileri arasında Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu ve Hüseyinzade Ali Turan gibi isimler yer almaktadır.
Ziya Gökalp, 1923 yılında yayımladığı Türkçülüğün Esasları adlı eserinde Türkçülüğü sistemli bir bütünlük içinde ele almıştır. Gökalp, Türkçülük fikrinin idealini tüm Türk halklarının birliği olarak açıklasa da, Turancılığı “uzak mefkûre” olarak tanımlayarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu esas alan “Türkiyecilik” kavramına odaklanmıştır. Gökalp'e göre Türkçülük, sadece siyasi değil, aynı zamanda dil, estetik, ahlak, hukuk, din, ekonomi ve felsefe gibi birçok alanda milli bir duruş sergilemeyi gerektirir. Dilin sadeleşmesi, halk dilinin esas alınması ve yabancı dillerin gramer kurallarından arındırılması, dilde Türkçülüğün temel ilkelerindendir.
Cumhuriyet Dönemindeki Yeri
Türkçülük, Milli Mücadele'de önemli bir rol oynamış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda temel yapı taşlarından biri olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, milliyetçi söylemlerde bulunmuş ve Türkiye Cumhuriyeti banknotlarında bozkurt gibi Türklüğün sembollerini kullanmıştır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde devlet eliyle resmi milliyetçilik söylemi geliştirilmiş, ancak Turancı örgütlenmelere karşı daha ihtiyatlı bir yaklaşım sergilenmiştir.
Günümüzde Türkçülük, Türk halklarının kültürel ve siyasi birliğini vurgulayan, milli kimliğin korunması ve geliştirilmesi üzerine odaklanan bir düşünce olarak varlığını sürdürmektedir.