Çavuşbaşı'nın Tanımı ve Kökeni
Çavuşbaşı, Osmanlı Devleti'nde Divan-ı Hümayun (İmparatorluk Divanı) çavuşlarının amiri olan yüksek rütbeli bir devlet görevlisidir. Bu makam, çeşitli Türk devletlerinde saray hizmetlilerini ve askeri rütbeleri ifade eden “çavuş” teriminden türemiştir. Osmanlı'da ise özellikle Divan-ı Hümayun'daki özel konumuyla öne çıkmıştır.
Divan-ı Hümayun'daki Görevleri
Çavuşbaşı, Divan-ı Hümayun'da sadrazamın başkan yardımcısı sıfatıyla icra ve teşrifat işlerinin en büyük amiriydi. Reis'ül-küttab'a (Başkatip) yardımcılık yapar ve divan toplantılarının düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlardı.
- Divan toplantılarında elinde gümüş bir değnekle ayakta dururdu.
- Divan üyelerini karşılamak ve uğurlamakla görevliydi.
- Padişahın huzuruna çıkacak yabancı elçilere eşlik ederdi.
- Fatih Kanunnamesi'ne göre, Divan'da alınan kararları sadrazamın özel mührü ile tasdik ederdi.
- Divan üyelerine sunulan yemeklere gözcülük ederdi.
- Divan'da asayiş ve düzeni sağlamak başlıca sorumluluklarındandı.
Diğer Sorumlulukları ve Yetkileri
Çavuşbaşı'nın görev alanı sadece Divan-ı Hümayun ile sınırlı değildi. Yürütme gücünün infaz şefi olarak da önemli roller üstlenirdi.
- Cezaların infazında, önemli devlet yazılarının yerine ulaştırılmasında ve dış ilişkilerin yürütülmesinde aktif rol oynardı.
- Vali ve sancak beylerine padişah ferman ve emirlerini götürürdü.
- Muhzır ağa, asesbaşı ve subaşı gibi infazla görevli memurlar onun emri altındaydı.
- Dava süreçlerinde davalılara yol gösterir ve duruşmalarda mübaşirlik yapardı.
Çavuşbaşının özel çalışma alanı, Divan-ı Hümayun'un hemen yanında yer alırdı. Büyük Tezkireci ve Küçük Tezkireci adında yardımcıları bulunmaktaydı.
Makamın Kaldırılması
19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde yapılan reformlar sonucunda çavuşbaşılık makamı giderek önemini yitirmiştir. 1836 yılında bu makam tamamen kaldırılarak yerine Deâvi Nezâreti (Dava İşleri Bakanlığı) kurulmuştur. Bu nezaret, zamanla Adliye Vekaleti'ne (Adalet Bakanlığı) dönüşmüştür.