Gebelik Kolestazı Nedir?
Gebelik kolestazı, tıbbi adıyla intrahepatik gebelik kolestazı (İHGK), hamilelik döneminde, özellikle son üç aylık dönemde ortaya çıkan bir karaciğer rahatsızlığıdır. Bu durumda, karaciğerden ince bağırsağa safra akışı yavaşlar veya durur. Bunun sonucunda safra asitleri kanda birikerek çeşitli belirtilere yol açar ve hem anne hem de bebek için potansiyel riskler oluşturabilir.
Nedenleri ve Risk Faktörleri
Gebelik kolestazının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir:
- Hormonal Değişiklikler: Gebelik sırasında artan östrojen ve progesteron seviyeleri, karaciğerin safra akışını düzenleme yeteneğini etkileyebilir.
- Genetik Yatkınlık: Ailede gebelik kolestazı öyküsü olan kadınlarda bu durumun görülme riski daha yüksektir.
- Önceki Gebelik Kolestazı Öyküsü: Daha önceki gebeliklerinde kolestaz geçiren kadınlarda tekrarlama olasılığı %60-70 oranındadır.
- Çoğul Gebelik: İkiz veya daha fazla bebek taşıyan gebeliklerde hormon seviyeleri daha yüksek olduğundan risk artar.
- Karaciğer Hastalıkları: Gebelik öncesi mevcut karaciğer hastalıkları veya safra kesesi taşları riski artırabilir.
- Çevresel Faktörler: Bazı çalışmalar, beslenme, D vitamini ve selenyum eksikliği gibi çevresel etkenlerin de rol oynayabileceğini göstermektedir.
Belirtileri Nelerdir?
Gebelik kolestazının en belirgin ve yaygın belirtisi, ciltte döküntü olmaksızın ortaya çıkan şiddetli kaşıntıdır. Bu kaşıntı genellikle avuç içleri ve ayak tabanlarında başlar, geceleri daha da kötüleşebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Diğer belirtiler şunları içerebilir:
- Koyu renkli idrar
- Açık renkli veya kil rengi dışkı
- Sarılık (ciltte ve göz aklarında sararma, daha az yaygın)
- Yorgunluk ve halsizlik
- İştah kaybı veya mide bulantısı
Tanı ve Tedavi
Gebelik kolestazı tanısı, anne adayının şikayetleri, fiziksel muayene ve laboratuvar testleri ile konulur. Tanı için en önemli testler, kandaki karaciğer enzimleri ve safra asidi seviyelerinin ölçümüdür. Ultrason gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir.
Tedavi, hem annenin semptomlarını hafifletmeyi hem de bebek için olası riskleri azaltmayı hedefler. En yaygın kullanılan ilaç, safra asitlerinin seviyesini düşürmeye yardımcı olan ursodeoksikolik asittir (UDCA). Ayrıca, kaşıntıyı hafifletmek için kremler ve soğuk uygulamalar önerilebilir. Düşük yağlı diyet gibi beslenme düzenlemeleri de faydalı olabilir. Anne ve bebeğin durumu, kan testleri ve fetal izleme ile yakından takip edilir. Ciddi vakalarda veya bebeğin sağlığı risk altındaysa, doktorlar genellikle 37. haftada veya daha erken doğum planlaması yapabilir.
Anne ve Bebek İçin Riskler
Gebelik kolestazı, tedavi edilmediği takdirde hem anne hem de bebek için bazı riskler taşıyabilir. Bebek için başlıca riskler arasında erken doğum, plasenta işlevinde azalma, fetal sıkıntı, mekonyum aspirasyonu ve nadiren intrauterin fetal ölüm yer alır. Anne için ise nadiren preeklampsi, gebelik diyabeti ve doğum sonrası kanama gibi komplikasyonlar görülebilir. Erken tanı ve uygun tedavi ile bu riskler en aza indirilebilir.